9 Mart 2018 Cuma

Hayattan Birlikte Keyif Almak

Hayat devam ediyor. Zaman su gibi akıp gidiyor. Kaan büyüdükçe hayat daha da keyifli oluyor. Biraz özet bilgi vereyim.
Kaan 10 yaşında ve artık benim arkadaşlarımla takılmaktan, beraber yolculuk etmekten, sohbetten her şeyden keyif alır hale geldik :)

Bir de kızım oldu. Adı Kiara. Kaan kardeş olarak benimsedi kedimizi. Onun hikayesini ayrıca yazarım. Biraz çatlak bir kız. Kime çekti hiç anlamadım :D

Kaan&Kiara Kardeşler

Dedim ya arkadaşlarım ile takılmak çok hoşuna gidiyor. Özellikle de bu dörtlüye bayılıyoruz. Dört silahşörler. Athos, Porthos ve Aramis adlı üç silahşöre katılmak üzere gecelere akalım talebinde bulunan Dartanyan adlı gencin maceraları. Başka bir bölüme konu olacak kadar macera var. Onu da sonra anlatırım :)


Bursa yolculuklarımız ve bir çoğu hala çok keyifli. Dünyanın en iyi yol arkadaşı Kaan desem doğrudur. Eğlence, yeme içme keyfimize diyecek yok.


Ve hayatımıza dokunan her canlı için yüreğimizde şefkat var. Kaan da hayvan sevgisini her şeyin üstünde tutuyor. Merhametli sıcacık. Son bursa seyahatimizde karşılaştığımız miniklerde kaldı yüreğimiz.


Hayat senle keyifli :)


14 Temmuz 2015 Salı

"Senin 10 tane kolun yok"

Ne zamandır blogta aktif değildim. Bunu yazmadan edemeyeceğim :)
Kaan Bursa'da anneannesi ile birlikte yazlık mod yaşıyor.
Annem yemek yaparken seslenmiş.
K: Nene ihtiyacın olursa haber ver. 10 kolun yok ben yardım ederim.

Yufka yüreği bazen su yüzüne çıkıyor kuzumun :D
Ve bir de güncel fotoğraf koyalım.


8 Kasım 2013 Cuma

Sana Yardım Edebilir miyim Anne?

Kaan bu aralar "Çılgın Hırsız 1" filmine takıldı. Yine seyrediyordu. Ben de işler biriktiği için biraz çalışayım diyerek bilgisayarımı açtım. aradan biraz zaman geçti. Kaan, filmi durdurdu yanıma geldi: K: sana yardım edebilir miyim? A: Teşekkür ederim annecim iş yapıyorum. K: İş konusunda neye ihtiyacın olduğunu söylersen ben sana yardım edebilirim. A: Çok tatlısın annecim teşekkür ederim.... K: film bittiğinde işin bitmemiş olursa ben sana yardım ederim. Evet oğluşum anne ile vakit geçirmek için işlerin bir an önce bitmesini istiyor. Bu durumda iş Kaan uyuyana kadar kapatılır ve dünyaya geri dönüyorum :)

24 Ekim 2013 Perşembe

Kaan ve Yeni Okulu


Bugün yayınladığım eskiden kalma yazıyı saymazsanız son post tan bu güne 1,5 sene geçmiş.
Bu zaman zarfında öyle çok şey değişti ki!
Son tatilimizden önceki önemli olan ile başlayalım isterseniz. Kaan artık yeni bir okula gidiyor. Ve ilkokula da burada devam etmesini planlıyoruz. Zorlu bir karar süreci yaşadık. Onu başka zaman anlatırım belki! Ve okulumuza karar verdik. Denizatı.
Bu karar sonrası ikinci karar merkez kampüse mi gidecek yoksa Kazasker’deki butik şubeye mi oldu. Onu da hallettik ve yeni dönem başlamadan Ağustosun son 2 haftası Kaan okuluna alıştırılmak üzere başlatılmaya karar verildi. Tabi ki öncesinde diğer okul ile ilişiği 2 ay önce, Haziran sonu, kesildi. Büyüdüğü ve artık ilkokula gideceği bilgisi verildi. Bunu en sevimli hale getirmek için 2 ay evde tatil yapacağı olduğu söylendi amaaan pek keyifli bir yaz tatili geldiiii geçti ve Kaan yeni okuluna başladı.
İlk gidişi okulu görmek için oldu ve “aaaa anne bak burada havuz da vaaar” diyerek memnuniyetini dile getirdi.
12 Ağustosta başladı Kaan. Önceleri ben bıraktım ve aldım. Serviste sorun olmuştu. Ben bırakıp alınca ve okul sonrası işe takılınca bir hayli keyifleniyordu. Genelde bahçede, havuzda geçen bir süreçti. Çok da zor olmadı diyebiliriz. Ancak sınıfla
ra çıkılıp yeni arkadaşlar gelmeye başlayınca işler yine başa döndük. Az memnun olur gibi olmuştu. Yine de ben seni okuldayken çok özlüyorum ama diye nazlanıp, ya bir yüzüğümü ya köpeği Paspas veya Parlak’ı yanında götürüyordu.





Sabahları okula gitmek istememeye ve zorla servise binmeye başladı. Neyse bu dönemleri de atlattık. Nasıl mı?! Sabahları kedilere mama verme bahanesi ile aşağıya inip kaşla göz arasında servise binmeyi başararak. Allahtan kedi İsmet vardı hayatımızda. Ona mama vermek, sohbet etmek, hatta gel pisi pisi nerdesiiin diye şöyle bir bahçede turlamak inanılmaz keyif verdi hem Kaan’a hem bana. Başka kediler ile de tanıştık. Ardından servis başladı yine biraz buğuz ama kediler sağ olsun kurtardık günlerimizi.

 



Yaz okulu faslı bitti taktık okul çantamızı kolumuza vardık okulaaaa….
Açılış için süslenmişti okulumuz.  E tabi biz de süslenerek, hazırlıklarımızı tamamlayarak gittik. Pek keyifliydi yine servis ile değil de benimle geliyor diye, tabi sonra yine servis ile gidip gelmeye başlayınca su koyuverdi paşamız. Yine kediler imdadımıza yetişti. Uzun süre köpeği de onunla beraber okula gitti ve yine uzunca bir alışma devresini tamamladık.




 



 
Okul kapısını feth etmek üzere hamle yapan Kaan kapıda karşılaştığı bir veliye karşı da pozisyonunu aldı :)


 





Okulumuzu seviyoruz. Arkadaşlarımız var, tabi ki her zamanki gibi sevdiği arkadaşlar konusunda seçiciyiz :)
Okul ile görüşmemizde Kaan’ın çok yol kat ettiği yönünde görüşler de aldık. Doğru bir seçim yaptığımızı düşünüyoruz.
Kaan bu okulda en çok Almanca öğrenmeyi sevdi diye düşünüyoruz. Ayrıca İngilizcesi de bence bayağı yol kat etti. Keyifle Almanca sayı sayıyor Almanca bir şeyler öğrenmeye ve bana öğretmeye çabalıyor :)



23 Ekim 2013 Çarşamba

Kaan Kardes Istiyor mu?

Asagidaki yaziyi taaa Agustos 2012 de yazmisim ve yayinmaya firsat bulamamisim.
Ustunden 1 seneden fazla gecmis. Kaanin bu konuda farkli yorumlari da olmadi degil.
Once bu yaziyi yayinlayalim sonra Kaan hala kardes istiyor muyu baska bir yerde degerlendirelim:))

Kaan kardes istiyor
Kaan sen bebek istiyorsun ile acti lafi. Yok ben istemem dedim. Yok hani bana bebeğim diyorsun ya dedi. Evet ama sen bebek degilsin ve buyumus oldugun icin cok mutluyum baska bebek istemem dedim. Ve kurtlanip anahtar soruyu sordum.
'sen bebek istiyor musun?'
Cevap tabiki evet siterim oldu. Nasil yani dedim. Kucuk bebek vir kardesin mi olmasini istersin. Evet isterim dedi. Ona oyuncaklarini vereçek misin? Hayir. Bebeklik oyuncaklarini vermen gerekecek. Tamam bazilarini eririm. Peki bebek nerede yatacak dedigimde kendi yerlerde spor minderi olarak kullanilan yatagini gosterdi. Burada yatacak. Verecek misin bebeklik yatagini. Evet verecegim. Belki su( mavi pek kullanmadigi kamyon) oyjncacigimi da veririm. Peki kiz mi istersin erkek mi? Kiz olsun dedi. Adini da Kaan koyacakmis. Kaanin erkek ismi oldugunu ogrenince erkek olsun istedi. Gunun ilerleyen zamanlarinda seninle ayni isimde olamaz deyince erkek olursa Deniz Efe ( okuldaki en sevdigi arkadasiydi ama okuldan ayrildi), kiz olursa da Ceren koyacakmis. Ben ece ceren ismini soylemistim ama Ceren oradan gelmiyor. Yine okuldaki en sevdigi arkadaslarindan biri Ceren. 
Oyuncak bir bebegi var adi Nil. Ona lardesim diyor. Onunla oynamay basladi. Antalya’ya tatile goturmek ister misin dedim. Hayir istemedi. Ama gercek bir kardesin olursa onu istemem evde birakalim diyemezsin bizimle gelmek zorunda deyince. Eee o zaman o gelecek tabi bizimle cevabini aldim.
Ben tabiki “anne-baba” bebek istemiyor derken baba ben istiyorum demez mi:(
Bu arada damarina basayim vazgecsin dedim. Kaan kardes olursa senin bebeklik yataginda yatacak ama yatagi nereye koyacagiz senin odana mi dedim. Hayir dedi. Salonda duracakmis. Ama bebekler anne babalari ile yatar. Sen bile daha yeni yalniz yatiyorsun. Bebekler annelerini ister yaninda dedim. Evet vurucu etkileyici bir noktaydi ama sokmedi. Tabiki bebekler annelerini ister o zaman bebeklik yatagimi sizin yatagin yanina koyariz diyerek cozumu de buldu.
Her turlu mazeretimi cozum ureterek geri puskurttu.
Daha ne bahaneler one surdum. Bak bebek annesinin memesini emecek, bezi olacak, altini degistirecegiz...
Tabi meme emecek,
Bezimiz kalmadi ama yenisini aliriz.
Nasil eglendireceksin deyince kitap okuyacakmis, ninni de soyler misin dedim evet dedi. Guldurmek icin de komik suratlar yaparmis.
Of neden girdi bu fikir cocugun aklina bilmem.

27 Şubat 2012 Pazartesi

Anne İşte!

Ah oğluşum; annen işe başlayalı beri hiç bir şey yazamaz oldu. Hani senin günlüğün olacaktı, hani benden sana seni anlatan satırlar olacaktı burada. Daha 2 ay oldu işe başlayalı ve iki satır yazamadım.
Bu arada kuzucuğum sen 1 hafta hasta 1 hafta okulda gidip gelirken bir anda okula tepki gösterdin ve hooop yarım gine geri döndük. Nenemiz de bu dönemde sağolsun bize destek olmakve Kaan'ın huzuru bozulmasın diye çırpınıp durdu duruyor da. Eh tabiki Bursa-İstanbul arası git gellerden yorulunca tutulan bel, geçmeyen grip gibi hastalıklar da ortaya çıktı yan etki olarak.
Bence iyi de ettik okulu yarım güne çevirmekle. Daha huzurlu gibisin. Tabi bana fazla çalışınca kendince koyduğun tavırlar yok değil ama olsun yine de yanıma yatıp yanağımı sevdiğinde içimi kaplayan huzuru hiç bir şeye değişmem.
Evet benim işe başlamamın bi başka yan etkisi de babişinle aran daha iyi. Tüm gün onunla geçirip gayet mutlu kalabiliyorsunuz. Sizi böyle anlaşır ve sevgi dolu görmek bana yetiyor.
Bir de şu öfke nöbetlerini atlatsak süper olacak. İnatlaşma, ağlama ve tutturma arkasından gelen şiddet eğilimi nasıl üzülüyorum seni bu duruma soktuğuma anlatamam. Yine de böyle olması gerekiyor bebeğim. Hayatında her ağladığında istediklerin olmayacak. Her istediğini anında alamayacaksın. Oyuncaklarını da elinden çekip alacaklar. Senin bütün bunlar ile başetmeyi öğrenmen gerekiyor. Bu da bir yöntem belki. ama bu yöntemi uygulayan olmak o kadar ruhumu yaralıyorki anlatamam.
Sen ne yaparsan yap, kim olursan ol en seni seviyorum küçüğüm.

2 Ocak 2012 Pazartesi

Kaan'in Yeni Yıl Hediyesi: .oktan meseleyi hallettik

Kaan uzunca sure önce çiş konusunda bezden kurtulmuş rahata ermişti. aha önce bu konudan bahsetmiştim. Ancak kaka bir problem olarak devam ediyordu. Kendi klozetine yapmak istiyor ama oturup çabalayıp bir türlü nihayete eremiyordu.

Okuldaki Öğretmeni Aslı ve Nilüfer Hanım ile konuştuk. Bezleri bir şekilde ortadan kaldıracağız ve klozet dışı seçenek olmayacak diye konuştuk. Hafta sonu bunun için uygun bir zamandı. Bez poşetinin içine emzik bıraktırırken uyguladıpıum taktiği yine kullandım. Kuru çay ile poşeti kirlenmiş olarak lanse ettim. Çok bozuldu ama ne çare oturdu klozete. Tam 3 güm boyunca oturup kalktı ve kaka yapamadı. Ve yılın ilk günü, tam ben banyodayken kakam geldi diye geldi. Ve ısrarla beze yapmak istedi. ama tabiki aa kirlenmiş sen otur dedim. Çaresiz oturdu. Yaptım diyor kalkıyor yok. Ben banyodan şaklabanlıklar yapıyorum. Kakayı beze yapınca ıy nasıl bulaştığından, geçen gün çorabının nasıl kirlendiğinden bahsedip, Peppe'nin kardeşine yazdığı "kakamız klozete, çişimiz klozete şarkısını söylüyoruz. Sonunda çıktım yanına  oturdum. Bak dedim bebeklere kaka yapmaları için yardımcı olmak adına şöyle tutarlar onlar da yaparkakasını dedim bacaklarından tutup oturttum klozete. Sonra bir kıpırdandı bıraltırdı kendini. Veeee sonunda kaka yapmaya başladı. Yüzünde inanamamış bir ifade. Bir kıkırdama bir mutluluk. Bak dedim sildik popo kirlenmemiş bile. Sonra yıkandı mis gibi.

Yılın ilk günün sabahı oğlum kakasını klozete döküp üstüne de sifonu çekti :) Öğlen vakti geldiğinde kakam geldi demez mi! Hadi gidelim oturalım dedim. Ama sen de yanımda dur dedi. Tabiki ben senin yanındayım dedim. Ve klozetine oturup rahatça kakasını yaptı yine sifonu çekip bay bay dedi.

İşin ilk gününde okuldan döndüğünde ben oladan da annem ile kakayı klozete yapmış ve anneme gösterelim diye saklamış ben gelene kadar :)
Eh tam işe başlama önces, bu meseleyi halletmiş olmanın gururunu yaşıyorum. Bu konuda bana yol gösteren Tan Mavi Beyaz öğretmenlerimize ve aynı sorunu uzun süre yaşan Arzu ablama da tesekkur ediyorum. Tecrübeler payşaşıldıkça çözüm daha kolay bulunuyor :)